Yeni BSI raporuna göre mevzuat değişiklikleri, gıdada sahtecilik ve COVID-19'un devam eden etkileri, tedarik zincirinde yaşanan aksaklıkların başlıca nedenleri olarak sıralanıyor
29 Nisan 2021
Bir iş geliştirme ve standartlar şirketi olan BSI, önümüzdeki yıl boyunca global tedarik zincirlerini etkilemesi muhtemel eğilimleri ve bunlarla ilişkili riskleri ele aldığı 2021 yılı Tedarik Zinciri Risk Analiz Raporunu yayımladı. Bu rapor, BSI'ın müseccel web tabanlı, kapsamlı haber kaynağı sisteminde yer alan küresel veriler esas alınarak hazırlanmıştır. Bu analizlere bağlı olarak, BSI, global tedarik zincirlerinin önümüzdeki yıl boyunca büyük ölçüde aşağıda açıklanan trendlerin etkisi altında kalacağını tahmin etmektedir:
• COVID-19'un yol açtığı süregelen zorluklar, organizasyonların önümüzdeki aylarda yeni tehditlerle karşı karşıya kalmasına neden olacaktır
• Yaşanan ekonomik zorluklar; emek sömürüsü, insan hakları ihlali ve insanların kaçak yolculuk yoluyla başka ülkelere göç etmesi şeklindeki riskleri artırmaktadır
• Uyuşturucu kaçakcılığıyla ilişkili trendler istikrarlı bir seyir çiziyor olsa da, kaçakcılıkta kullanılan araç ve yöntemler COVID-19'un da etkileri nedeniyle değişim göstermeye devam edecektir
• Gıdada sahtecilik ve gıda güvenliği, tedarik zincirlerinin dayanıklılığını test etmeye devam edecektir
• Mevzuat değişiklikleri organizasyonların değişen koşullara uyum gösterme kabiliyetini test edecektir
2021 Yılı Tedarik Zinciri Risk Analiz raporu, bir yandan bu yeni tehditlere ve devam eden sıkıntıların ele alınmasında elde edilen ilerlemeye ışık tutarken, diğer yandan riskleri dengelemek ve yönetmek için kullanılabilecek en iyi uygulamalar konusunda kılavuz bilgiler sunmaktadır.
BSI'da Global Haber Kaynağı Programı Yöneticisi olarak görev yapan Jim Yargbrough, "COVID-19'un organizasyonel dayanıklılık üzerindeki örtülü etkilerini 2021 boyunca görmeye kesinlikle devam edeceğiz ve bu etkiler organizasyonların iş yapma şeklini doğrudan ve dolaylı olarak değiştirecektir" diyerek sözlerine devam etti. "Ancak, dünyanın pandeminin bitmek bilmeyen etkileriyle baş etmeye çalıştığı bu dönemde, tedarik zincirlerinin gün geçtikçe daha fazla yönetmelik ve düzenlemeye tabi olması ve zorla çalıştırma gibi diğer bazı sorunlar, şirketleri organizasyonel dayanıklılık ve iş sürekliliği açısından zorlayacaktır."
COVID-19'un yol açtığı süregelen zorluklar, organizasyonların önümüzdeki aylarda yeni tehditlerle karşı karşıya kalmasına neden olacaktır
Organizasyonların 2020'de karşılaştığı COVID-19 kaynaklı zorlukların birçoğu, organizasyonları tedarik zincirlerinin sürekliliğini, bütünlüğünü ve genel dayanıklılığını korumak üzere yeni yol ve yöntemlere başvurmaya itmişti. Ancak, aynı zamanda, kargo suçları, insan kaynaklı aksaklıklar ve siyasi protestolar gibi geçmişten gelen trendlerin ve bilinen risklerin virüsün yayılmasıyla birlikte daha da alevlendiği görülmüştür. Üstelik, bu sorunlar 2021 yılında da tedarik zincirlerinin dayanıklılığı açısından risk teşkil etmeye devam edecektir.
BSI haber kaynağı sistemi verilerine göre, geçtiğimiz yıl Afrika ve Avrupa'daki tesislerde hırsızlık vakalarının sayısında artış görülmüş ve tıbbi sarf malzeme hırsızlığı vakalarında genel bir artış meydana gelmiştir. Bununla birlikte, BSI'ın olay verilerinde gözlemlenen bu değişikliklere rağmen, bazı trendler değişmeden kalmıştır. Örneğin, Latin Amerika'da kaçırma olayları yüksek sayıda seyretmeye devam etmiş, Amerika Birleşik Devletleri'nde ve Kanada'da ise korumasız alanlara park edilmiş kamyonların hedef alındığı vakaların sayısı istikrarlı seyrini sürdürmüştür.
COVID-19'un yayılma hızı ve etkileri azaldıkça, kişisel koruyucu donanım (KKD) gibi belirli malların değerinin düşmesiyle ve ticari faaliyetlerin olağan akışına dönmesiyle birlikte daha fazla kargo aracının çalışacağı, bunun sonucu olarak da hırsızların taşıma araçlarına saldırma fırsatının yeniden doğacağı ve kargo hırsızlığı trendlerinin pandemi öncesi düzeylere döneceği beklenmektedir.
Yaşanan ekonomik zorluklar; emek sömürüsü, insan hakları ihlali ve insanların kaçak yolculuk yoluyla başka ülkelere göç etmesi şeklindeki riskleri artırmaktadır
COVID-19 bir yandan ülkeleri kapanmaya gitmek ve sokağa çıkma kısıtlamalarını uygulamak zorunda bırakırken, diğer yandan gelişmemiş ülkelerde emek sömürüsü ve insan hakları ihlali riskinin artmasına neden olmuştur. Bu durum, söz konusu bölgelerdeki insanları sıkıntılardan kaçmak ve yeni ekonomik fırsatlar aramak için göç etmeye zorlayarak yeni göç trendlerine zemin hazırlamaktadır. Okulların kapanması ve aile gelirlerinin azalması, önümüzdeki yıl çocuk işçi çalıştırma vakalarında artış olabileceğini göstermektedir, zira geçimlerini sağlayabilmek için tüm aile fertleri çalışmak zorunda kalacaktır.
Ayrıca, sınırların kapatılması ve pandeminin 2020'nin başlarında yol açtığı diğer etkiler göç vakalarında azalmaya neden olmuştu. Ancak, yılın sonraki dönemlerinde denetimlerin hafiflemesiyle birlikte insanlar kaçak yolculuk yoluyla başka ülkelere göç etmek üzere yeni rotalar kullanmaya başladı ve ekonomik fırsatların ve istihdam olanaklarının güçsüz seyretmesi nedeniyle göçmenler gittikleri ülkelerde emek sömürüsüne konu olmaktadır. Toplu göçler tedarik zincirleri açısından aleni bir tehdit teşkil etmese de, genellikle organize suç örgütlerinin tesiri altındaki bazı kişiler güvenlik açıklarını istismar etmekte, bu istismarlar kişiler ve organizasyonlar açısından gerçek bir risk teşkil etmekte ve büyük olasılıkla önümüzdeki yıl boyunca tedarik zincirlerinin karşılaşacağı başlıca riskler arasında yer alacaktır.
Uyuşturucu kaçakcılığıyla ilişkili trendler istikrarlı bir seyir çiziyor olsa da, kaçakcılıkta kullanılan araç ve yöntemler COVID-19'un da etkileri nedeniyle değişim göstermeye devam edecektir
Tıpkı kargo hırsızlığında olduğu gibi, COVID-19'un yayılması 2020 yılında uyuşturucu kaçakcılığı üzerinde ciddi etkilere yol açmış ve bu durum, uyuşturucu kaçakçılarının farklı taktikler izlemesine ve dolayısıyla tedarik zincirlerinin farklı risklerle karşılaşmasına neden olmuştu. COVID-19'un yayılmasıyla birlikte, pandemiyle mücadele yöntemleri kapsamında kapanmaya gidilmesi ve sokağa çıkma yasaklarının uygulanması geleneksel tedarik zincirlerinin aksamasına, operatörlerin zor durumda kalmasına, lisan güvenliği konusunda ve diğer giriş noktalarında problemlere neden olmuştur. Bu değişikliklere rağmen, kaçakçılar alışılageldik hareket düzenlerini büyük ölçüde izlemekle birlikte, kullandıkları araç ve yöntemlerde COVID-19 koşullarına göre uyarlamalar yaptı. Latin Amerika ve Asya'daki uyuşturucu üretim merkezlerinde etkili olan çeteler, uyuşturucu üretmeye ve aynı hedef noktalara sevkiyat yapmaya devam etti. Ancak, kaçakçılar ya yeni gizlenme yöntemleri buldu ya da Kuzey Amerika ve Avrupa'daki hedef pazarlara uyuşturucu sevkiyatı için yeni rotalar kullanmaya başladı. Uyuşturucu kaçakçılığında kullanılan yeni araç ve yöntemler, önümüzdeki yıl boyunca tedarik zinciri operasyonlarında ilave riskleri ve zorlukları da beraberinde getirecektir.
Gıdada sahtecilik ve gıda güvenliği, tedarik zincirlerinin dayanıklılığını test etmeye devam edecektir
COVID-19 pandemisinin ilk çıktığı dönemde, gelişmiş ülkelerdeki insanların panikle ürün satın almaya ve stoklamaya başlaması, gıda tedarik zincirlerinde aksaklıklara neden oldu. Her ne kadar bu ülkeler sorunu yönetmeyi başarmış olsa da, bu durum, suçluların meşru ürün sevkiyatlarına sahte gıda ürünlerini katıştırmak için istismar edebileceği global gıda tedarik zinciri kusurlarını açığa çıkarmıştır. Aynı güvenlik zaafları 2020 öncesinde de mevcuttu ve bugün de varlığını sürdürmektedir. Bu durum, gıda kuruluşlarının 2021'de ve sonraki dönemlerde gıda sahteciliğine karşı zaaf yaşayacağını göstermektedir. Bu sorun kısmen gıda tedarik zincirlerinin küreselleşmesinden kaynaklanmaktadır. Gıda üretiminde kullanılan girdiler, gıdada sahtecilikle mücadele konusunda yeterli yasal düzenlemelere ve yaptırımlara sahip olmayabilecek bir dizi ülkeden tedarik edilmektedir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün 2020 yılı raporuna göre, "Gıda ve tarım alanlarındaki ticaret hacmi reel olarak 1995'e göre iki kattan fazla artış kaydetti. Gelişen ülkeler global pazarların aktif katılımcıları haline geldi ve global ticaret pastası içinde artık üçte bir oranında paya sahipler."[1]
BSI, gıda kaynaklarının küresel ölçekte yetersiz kalması nedeniyle gıdada sahtecilik riskinin yükseldiğini tespit etmiştir. Özellikle, pandemi kısıtlamaları sonucu tüketimin ve dolayısıyla fiyatların artması ve arzın yetersiz kalması nedeniyle, alkol ve tütün ürünleri giderek daha fazla hırsızlığa ve sahteciliğe konu olmuştur.
Son olarak, geçtiğimiz yıl COVID-19'un yayılmasıyla birlikte hükümetlerin gıda güvenliği düzenlemelerini düzgün bir şekilde uygulama kabiliyetinin olumsuz etkilenmesi ve dolayısıyla bazı ürünlerin yeterince denetlenememesi nedeniyle gıda güvenliği sorunları büyük endişe yaratmaktadır.
Mevzuat değişiklikleri organizasyonların değişen koşullara uyum gösterme kabiliyetini test edecektir
2020'de, hükümetler tedarik zincirlerini etkilemeye devam edecek ve sürdürülebilir tedarik uygulamalarının geliştirilmesini ve tedarik zinciri güvenliğinin artırılmasını hedefleyen yeni uyum önlemlerine yol açarak organizasyonel dayanıklılığı test edebilecek bir dizi yasal önlemi hayata geçirdi. Birçok hükümetin çalışma koşulu ihlallerini ele almak üzere birlikte adım atması sonucu, organizasyonlar büyük olasılıkla çalışma koşulu ihlallerine karşı zaafiyet açısından tedarik zincirlerini daha fazla denetim altında tutmak zorunda kalacak. Dolayısıyla, 2021'de iş operasyonlarını etkileyebilecek güvenlikle ilgili bu yeni düzenlemeler, süreklilik planlamasına duyulan ihtiyacı artırmaktadır. Son olarak, tedarik zincirinde zorla çalıştırma sorununu ortadan kaldırmayı hedefleyen düzenlemelere ek olarak, sürdürülebilir tedarik, ormanların yok edilmesi, kargo ve liman güvenliği gibi konulardaki mevzuat değişiklikleri yıl boyunca organizasyonların işlerini etkileyecektir.
BSI'ın Tedarik Zinciri Risk Analiz raporunu indirmek için lütfen buraya tıklayın.
- BİTİŞ -
Editörlere Yönelik Not:
Bu raporda yer alan veriler ve analiz; tedarik zinciri güvenliği, iş sürekliliği, gıda güvenliği, gıdada sahtecilik ve kurumsal sosyal sorumluluk tehditleri ve trendleri hakkında gerçek zamanlı analizler sağlayan BSI global tedarik zinciri haber kaynağı platformundan alınmıştır. Bu web tabanlı araç, kullanıcıların riskleri global bir ölçekte görselleştirmesine ve yüksek riskli konumları ve potansiyel riskleri kolayca tespit etmesine olanak sağlamaktadır. Yeni haber ve ülke riski raporlarımız ile müseccel global risk haritalarımız, organizasyonların yeni tehditler hakkında güncel bilgiler edinmesine ve tedarik zincirlerini, markalarını ve itibarlarını daha iyi korumasına yardımcı olmaktadır. Veri ve haber kaynağı platformumuz hakkında daha fazla bilgi için lütfen bizimle doğrudan iletişime geçin: supplychain@bsigroup.com
BSI Hakkında
BSI, organizasyonların en iyi uygulama standartlarını mükemmellik alışkanlıklarına dönüştürmelerini sağlayan ve "daha dayanıklı bir dünya için güven aşılayan" bir iş geliştirme ve standartlar şirketidir. Yüzyıldan uzun bir süredir BSI, dünya genelindeki organizasyonları en iyi uygulamaları benimsemeye teşvik etmiştir. 195 ülkeden 77.500 müşteriyle çalışan BSI, otomotiv, havacılık ve uzay, yapı sektörü, gıda, perakende ve sağlık dahil olmak üzere tüm sektörlerde becerileri ve deneyimleriyle gerçek anlamda global bir kuruluştur. Standartlar ve Bilgi, Güvence, Düzenleyici Hizmetler ve Danışmanlık Hizmetleri alanlarındaki uzmanlığından yararlanan BSI, müşterilerinin performansını artırmasına, sürdürülebilir büyüme sağlamasına, riski yönetmesine ve nihayetinde daha dayanıklı olmasına yardımcı olmaktadır.
Daha fazla bilgi için lütfen şu adresi ziyaret edin: www.bsigroup.com
Not: Bağımsız bir belgelendirme kuruluşu olarak, bizden belgelendirme hizmeti alan müşterilerimize, aynı yönetim sistemi için danışmanlık hizmeti vermiyoruz.
BSI Tedarik Zinciri Hizmetleri ve Çözümleri Hakkında
BSI Supply Chain Services and Solutions; tedarik zinciri zekası, denetim hizmetleri, denetim uyumluluğu ve risk yönetim yazılım çözümleri ve danışmanlık hizmetleri sunan önde gelen bir global hizmet sağlayıcısıdır. Misyonumuz şirketlerin, hükümetlerin ve derneklerin global tedarik zinciri risklerini tanımlamasına ve yönetmesine, bu riskleri azaltmasına ve yönetişim riski ve uyum programlarını en iyi şekilde sürdürmesine yardımcı olmaktır. Bütüncül tedarik zinciri risk yönetimi paketimiz; tedarik zincirinizi, markanızı ve itibarınızı korumak üzere riskleri öngörmenize ve görselleştirmenize ve ayrıca güvenilir risk azaltma ve uyum yönetim programları geliştirmenize yardımcı olacak şekilde tasarlanmıştır. İş zekasıyla entegre edilmiş tedarik zinciri çözümlerimiz ve global erişim ağımız, müşterilerimizin global tedarik zinciri risklerini benzersiz bir doğrulukla anlamasına olanak sağlamaktadır.
Daha fazla bilgi için lütfen şu adresi ziyaret edin: www.bsigroup.com/supplychain